MÜSNED-İ HANBEL

BABLAR    KONULAR    NUMARALAR

SİYER

<< 3425 >>

76- Hz. Hamza'nın Şehid Edilmesi

 

1. Vahşi el-Habeşi

 

25245 Cafer b. Amr ed-Damri anlatıyor: UbeydulIah b. Adiy b. e-Hiyar ile Şam diyarına seyahat etmiştim. Humus şehrine vardığımız zaman UbeydulIah bana; "Hamza'nın şehid edilmesini Vahşi'ye sormaya var mısın?" deyince, ben: "Olur" cevabını verdim. Vahşı o zaman Humus'ta ikamet ediyordu. Onu sorduğumuzda: "İşte orada sarayının gölgesinde, sanki yağ tulumu gibi duran adam" denildi. Biz de yanına varıp başucunda durup selam verdik. Bizim selamımızı aldı. UbeydulIah o zaman, başının her tarafı sarık sarılı olduğu için, Vahşı onun sadece gözleri ile ayaklarını görebiliyordu. UbeydulIah, Vahşi'ye: "Ey Vahşş! Beni tanıyor musun?" diye sorunca, Vahşi ona bakıp: "Hayır Vallahi tanıyamadım. Ancak ben biliyordum ki, Adiy b. el-Hıyar, Ebu'l-İys kızı ümmü Kattal denen bir kadınla evlenmiş ve Mekke'de bir oğlan doğurmuştu. Bu kadın çocuğa bir sütanne bulunmasını istemişti. İşte ben bu çocuğu anasıyla beraber alıp sütanasına götürmüştüm. Ben seni tanımadım ama, sanki senin ayaklarına bakınca o çocuğun ayakları gibi geliyor" dedi. Bunun üzerine UbeydulIah yüzünü açtı, sonra Vahşi'ye: "Bize Hamza'nın öldürülüşünü anlatsan olmaz mı?" diye sorunca, Vahşı şöyle dedi:

Olur, anlatayım. Hamza, Bedir harbinde Tuayma b. Adiy'i öldürmüştü.

Benim o sıra sahibim olan Cübeyr b. Mut'ım bana: "Amcamın intikamı olarak Hamza'yı öldürürsen, sen hür olacaksın" dedi. İnsanlar Ayneyn'den çıkınca ben de onlarla birlikte harbe katıldım. -Ayneyn, Uhud'dan önce küçük bir dağ olup, Uhud ile arasında bir vadi bulunmaktadır.- İki ordu savaş için saf düzeni aldığında Sıba' ortaya çıkıp; "Karşıma çıkmak isteyen var mı?" deyince Hamza b. Abdilmuttalib karşısına çıktı ve: "Ey Siba'! Ey kadın sünnetçisi olan ümmü Enmar'ın oğlu! Allah'a ve Resulü'ne muhalefet etmek mi istersin?!" diye bağırıp sonra Siba'nın üzerine öyle bir saldırdı ki, sanki Siba' giden dünkü gün gibi yok oldu (öldü). Bu sırada ben Hamza'yı vurmak için bir kayanın arkasına saklanmıştım. Nihayet Hamza yanımdan geçerken mızrağımı fırlatıp kasığına sapladım, mızrak uyluğunun üstündeki oynak kemiğini delip çıktı. İşte bu onun son anı oldu.

Mekkeliler savaştan dönerlerken ben de onlarla beraber geri döndüm ve Mekke'de İslam dini yayılıncaya kadar orada ikamet ettim. Sonra Taife gittim. Taif halkı Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) ile görüşmek üzere, ona elçiler göndermişlerdi. Bana: "Allah Resulü (Sallallahu aleyhi ve Sellem) elçileri asla huzursuz etmez" denildi. Be nde o elçilere katılıp birlikte yola çıktım. Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) beni görünce: ''Sen Vahşı misin?" diye sorunca "Evet" dedim. "Hamza'yı sen mi öldürdün?" dedi. Ben: "Evet, bu iş sana bildirildiği gibi olmuştu, ey Allah'ın Resulü!" dedim. Bana: "Yüzünü benden kaçırmaya gücün yeter mi?" buyurunca geri döndüm. Hz. Nebi (Sallallahu aleyhi ve Sellem) vefat edip, Müseylemetü'l-Kezzab ortaya çıkınca kendi kendime:

"Müseyleme'ye karşı savaşa gideyim; belki onu öldürürüm de böylece Hamza'ya -karşı işlediğim cinayete- karşılık olur" deyip, mücahidlerle birlikte çıktım. O ordunun başına gelecekler geldi. O arada, bir duvar yıkığının karaltısında boz bir deve gibi, saçları dağınık bir adam gördüm. Hemen mızrağı göğüsleri arasına fırlattım. Mızrak adamın kürek kemiklerini delip çıktı. Ensar'dan bir adam hemen onun üzerine sıçrayıp başını kılıçla kesti.

Abdullah b. el-Fadl derki: Süleyman b. Yesar'ın bildirdiğine göre Abdullah b. Ömer şöyle dedi: "Müseyleme öldürülünce damda olan bir cariye "Vah! Müminlerin emirini siyah bir köle öldürdü" dedi.

 

[Sahih]

 

Diğer tahric: Buhari 7/367 (4072) rivayet etti.